Marka Hikayesini Sosyal Medyadan Anlatın
İster hoşlanın, ister hoşlanmayın insanları birbirine bağlayan sosyal medya İnternetin en güçlü araçlarından biri haline geldi. Birçok kişi iyi gününü, kötü gününü, beğendiklerini, özlediklerini, sevdiklerini kısacası her şeyini sosyal medyadan paylaşıyor. Aynı şekilde birçok şirket ürün ve hizmetlerini sosyal medya üzerinden insanların beğenisine sunuyor. Bu yazımızda şirketlerin sosyal medyayı kullanarak marka hikayesini en iyi şekilde anlatabilmelerini sağlayacak yöntemleri aktarmaya çalışacağız.
Sosyal medya sayesinde markalar artık hedef kitleleriyle daha derin ve kişisel düzeyde iletişim kurma konusunda muazzam bir fırsata sahipler. Sosyal medyaya en uygun yaratıcı yaklaşımları kullanan bazı markalar, sosyal medya profilinin web üzerinden ürün veya hizmet sağlamaya göre çok daha fazlasını sunduğunu kanıtlıyor. İşte bu yüzden sosyal medya hikayeleri aktarmak için mükemmel bir platform sunuyor.
Sürdürülebilir ve tutarlı bir uzun vadeli strateji ile markanızın hikayesini sosyal medyada anlatmak, diğer pazarlama biçimlerinden çok daha fazla marka sadakati sağlayabilir. Reklamlar ne sattığınızı anlatsın, sosyal medya profiliniz ise sizin gerçekten kim olduğunuzu göstersin.
İşte bunu başarmanın birkaç yolu:
Özgün Olun
Yeni nesillere göre, bir şirket sadece ürün satmamalı, aynı zamanda bir amacı olmalı. Bir markanın değerlerinin ve bir misyonunun olması, bunları belirli bir özgünlükle yerine getirmeyi taahhüt etmesi tüketicilere güven sağlama konusunda büyük önem taşır.
Sosyal medya bu değerlere ve amaçlara özgünlük katma açısından mükemmel bir platformdur. Günümüzde hedef kitlelerin boş sözlere ve vaatlere karınları tok. Bu nedenle boş sözlerden ve vaatlerden kaçının, inancınızla tam uyumlu içerikler yayınlayın.
İnsanlar artık gerçek olan şeyleri arzuluyor ve bunlara saygı duyuyor. Sizi sonuçlardan çok daha fazlasının sizi yönlendirdiğini gösterin. Önemli sosyal konularda duruşunuzu sergileyin. Hedef kitlenizin özel hayatlarını etkileyecek konular hakkında düşündüklerinizi anlatın. Markaların, tüm dünyayı ilgilendiren şeylerle ilgili konularda pasif olmamaları gerekiyor. Herkesin bir şeyler paylaştığı topluma aktif olarak katılmak artık bir zorunluluk.
Doğru tarafı tutuyor gibi gözükseniz de görüşlerinizin bir özgünlüğü yoksa çok ağır tepkilerle karşılaşabileceğinizi asla unutmayın. (Gillette ile ilgili bu habere göz atın – İngilizce). Duygusal ve sıkıntılı olabilecek ifadelerden her zaman kaçının ve markanıza sadık kalın.
İnsanların Hikayelerini Aktarın
Markalar artık sadece logolar ve sloganlarla değil arkasındaki insanlarla da alakalı.
Sosyal medya, bir şirketin faaliyetleriyle ilgili eşi görülmemiş bir kamera arkası bakış açısı sağlıyor. Sosyal medya takipçileri, gerçek insanlar hakkında gerçek insanlar tarafından samimi bir şekilde anlatılan hikayelerden dolayı bu materyallere çok büyük değer veriyor.
Fabrikada çalışan bir işçinin evdeki yaşamına bakış, şirketin öğle yemeği saatindeki görüntüler, hafta sonu düzenlenen yardım etkinliği gibi hikayeler, çalışanların ve markanın yaşamlarına dürüst bir şekilde bakılabilmesini ve markanın insani yönünün ortaya çıkmasını sağlar. Bu, markanın insanların güvenini kazanmada büyük rol oynar. Bir marka ile kurulan kişisel ve duygusal bir bağ kalıcı bir hayran kitlesi yaratacaktır.
Diğerlerinin Hikayesini Dinleyin
Sosyal medya iki yönlü çalışan bir platform. Hedef kitlenizin hikayelerini paylaşabilmeleri için kapıyı açtığınızda anlatılacak hikayelerin neredeyse sonu yok.
Etkin bir şekilde kullanıldığında, tek bir sosyal medya etiketi (#hashtag) kampanyası dahi binlerce kişiyi ilişkilendirilebilir bir konu hakkında konuşmak üzere tek bir çatı altında toplayabilir. Bu hikayeler, hedef kitle için yeterince anlam taşıyorsa onlara ilham verebilir, aydınlatabilir ve onları harekete geçirecek nitelikteyse çok büyük bir hareket dahi başlatabilir. Buna örnek olarak Always’in #LikeAGirl etiketiyle başlattığı kampanya (https://always.com/en-us/about-us/likeagirl-how-it-all-started) verilebilir. Toplumun beklentilerine meydan okuyan genç kadınların hikayelerini anlatan bu kampanya büyük bir başarı elde etti ve milyonlarca takipçiye ulaştı.
Elbette tüm kampanyaların çok ciddi olması gerekmiyor. Takipçilerinizi Instagram’da belirli bir şey yaparken çekildikleri bir fotoğrafı paylaşmaya teşvik etmek de benzer bir tepki doğurabilir. Sonuç olarak önemli olan, belirli bir kitlenin ne tür içeriğe en iyi şekilde yanıt verdiğini bilmek ve markanızın tonuna en özgün olanı belirlemektir.
Görselleri Kullanın
Çoğu zaman bir fotoğraf, video ya da başka bir görsel, hikaye anlatımında kelimelerden daha etkili olabilir. Gerçekten de görsellerin çok büyük değer taşıdığı sosyal medyada durum böyledir. İnsanlar görsellerle pekiştirilmiş hikayelere daha çok tepki veriyorlar.
Örneğin Facebook’ta paylaştığınız bir fotoğraf albümü şirketinizle ilgili şimdiye kadar fark edilmemiş ayrıntıları gösterebileceğinden takipçilerinize erişmede büyük bir fayda sağlayabilir. Bu, aynı zamanda markanızın arkasındaki insanların gerçekten kim olduklarını gösterebilmenize katkıda bulunur.
Bu alanda en iyi olan şirketlerden biri hiç tartışmasız Airbnb. Instagram’da pazarlama konusunda tam bir hakimiyet gösteren Airbnb kullanıcılarının evlerinin fotoğraflarını paylaşmalarını sağlayarak etkin bir pazarlama faaliyeti yürüttü. Baş döndürücü kaçamak noktaları ve egzotik yerlerin profesyonel bir biçimde fotoğraflarının çekilmesine hiç gerek yok. Yeni macera vaatleri, rüya gibi tatil gibi kullanıcıları duygusal olarak etkileyen söylemler kullanıcıların çoğu zaman kısa sürede tatil planları yapmaya itebilir.
Sonuç
İster kamera arkası videolar, ister sosyal medya etiketi kampanyası olsun, sosyal medya insanların özel hikayelerini paylaştıkları, insanları harekete geçiren güçlü bir platform haline geldi. Sosyal medyanın çift yönlü iletişim gibi güçlü yönlerini kullanarak özgün, ilişkilendirilebilir ve çekici hikayeleri pek çok farklı yöntemi kullanarak anlatabilirsiniz.
Daha fazlası için, Faselis.
Yazan: Jason Beever